Bu yazımızda gerçek kişilere Tebligat Kanununa göre usule uygun olarak yapılması gereken tebligattan bahsedeceğiz…
Bir önceki yazımızda tebligatın tanımını yapmıştık. Tekrardan hatırlatmak gerekirse tebligat ; hukuki işlemlerin kanunda belirtilen usule uygun olarak muhatabına ya da muhatap adına kanunen yetkili şahıslara yazı ile veya ilan yoluyla yaptığı bildirimi ve bu bildirimin belgelendirilmesine denilmektedir.
Gerçek kişilere yapılacak tebligata ilişkin ilgili kanun maddeleri Tebligat Kanunu madde 10, 21 ve 35’tir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/1. Maddesinde ‘’Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en on adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir’’ hükmü yer almaktadır.
Tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Bilinen en son adres kavramı geniş bir içeriğe sahiptir. Yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir . Bilinen son adresin süreklilik arz etmesi, kişinin orada oturması gerekmez. İlgilinin iş yeri adresi, bilinen son adres niteliği taşıyabilir. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır. Ancak madde düzenlemesinde istisna olarak tebligat yapılacak kişinin tebligatı farklı bir adreste alacağının beyanı ve kabulü halinde her yerde tebligat yapılabileceği de düzenlenmiştir.
Tebligat Kanunu’nun 10/2 maddesine göre ise ; ‘’ Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.’’
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2 maddesine göre de ;’’ Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.
Tebligat Kanunu’nun 21. Maddesinde ise muhatabın tebellüğden imtina etmesi veya tebliğ adresinde bulunmaması hali düzenlenmiştir.
Tebligat Kanunu 21/2.maddesi gereğince de ; ‘’ Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.’’
Yani kanun hükmü gereğince tebligat yapılabilmesi için, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması, tebliğ çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacaktır.
Uygulamada, tebligatın çıkartılmasını talep eden taraf, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığından bahisle, tebligatı çıkartacak merciden doğrudan Tebligat Kanunu madde 21/2 ye göre tebligat yapılmasını talep etmektedir. Ancak ; tebligatı çıkartılmasını talep eden taraf, bilinen en son adresin tebligata elverişli olup olmadığını takdir edemez. Bunu takdir edecek makam Kanun’da açıkça belirtilmemiştir. Bilinen son adresin tebligata elverişli olup olmadığına esas olarak tebligatı çıkaran mercii karar verecektir.
Dolayısıyla ilk tebligatın Tebligat Kanunu madde 21/2’ye göre yapılabilmesi ancak, bilinen son adresin tebligatı çıkartacak mercii tarafından tebligata elverişli adres olarak kabul edilmemesi halinde mümkündür. Normal tebligatın iade edilmesi durumunda, Tebligat Kanunu madde 21/2’ye göre, tebligat yapılabilir.
Peki bilinen son adres ile adres kayıt sistemindeki adresin aynı olması durumunda ne yapılmalıdır? Bu ihtimal Kanun’da düzenlenmemiştir. Böyle bir durumda, aynı adrese iki kez tebligat çıkartılması ve ikinci tebligatın, Tebligat Kanunu madde 21/2 ‘ye göre yapılması gerekmektedir. Bilinen son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı olması halinde, madde 21/2’nin doğrudan uygulanması usul ekonomisine uygun olacaktır. Bu uygulama için de, tebligat çıkartılırken tebligat adresinin, adres kayıt sistemindeki adres olduğunun belirtilmesi ve zarfın da mavi zarf olması gerekmektedir.
Tebligat Kanunu Madde 35’e göre; ‘ ’Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.’’
Hüküm gereğince madde 35’in uygulanması için; usulüne uygun şekilde yapılmış tebligatın olması ve Adres değişikliği olmasına rağmen dosyaya bildirilmemiş olması veya adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi tespit edilememiş olması gerekir.
''7. Hukuk Dairesi 2022/558 E. , 2022/1341 K.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 24.03.2021 tarih, 2017/5483 Esas, 2021/2116 Karar sayılı mahalline iade kararı ile; dosyanın eksiklikler nedeniyle mahkemesine iade edilmesine karar verilmiş ise de; iade kararının gerekleri yerine getirilmemiştir:
1- Gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak tebliğ edildiği davalılar; ..., ..., ... ve ...’a usulüne uygun olarak tebliği istendiği halde Tebligat Kanunu m 21/1 uyarınca yapılan tebligatlarda muhatapların geçici olarak adreste bulunmadığını beyan eden "komşu" adının tebligat parçasına yazılmadığı ve tebligatların usulsüz olduğu anlaşıldığından adı geçen davalıların adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliğinin sağlanması,
2- Gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak tebliğ edildiği davalılar ... ve ...’e usulüne uygun olarak tebliği istendiği halde TK'nın 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, adlarına önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK'nın 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu anlaşıldığından adı geçen davalıların adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliğinin sağlanması ve yasal temyiz süresinin beklenilmesi,
3- Gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak tebliğ edildiği davalı ...’a (... TC Nolu) usulüne uygun tebliği istendiği halde aynı ad ve soyadlı (... TC No'lu) yanlış ...’a tebliğ edildiği anlaşıldığından (... TC No'lu) ...’ın adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliğinin sağlanması ve yasal temyiz süresinin beklenilmesi.''
SAYGILARIMIZLA CAPİTAL HUKUK